olması halinde - Turco Inglés Diccionario
Historia

olması halinde



Significados de "olması halinde" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
olması halinde in the case that conj.
Phrases
olması halinde if and when expr.

Significados de "olması halinde" con otros términos en diccionario inglés turco: 21 resultado(s)

Turco Inglés
General
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot self-righting n.
asıl mirasçının erginlik çağına girmemiş olması halinde yedek varis atama substitution n.
Idioms
bir belirti olması halinde almak üzere ilacını cebinde taşıma pill-in-the-pocket n.
Trade/Economic
belirli koşulların belirtilen parametreler dahilinde olması halinde olası bir finansal sonucun matematiksel temsili modeling n.
Law
başka mirasçı olmaması halinde devletin mirasçı olması escheat n.
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse bail above n.
karısı henüz yaşarken çocukları olması halinde kocanın karısının malları üzerinde sahip olduğu beklenen ayni hak curtesy initiate n.
Insurance
sigortalı araçların çarpışmasıyla sonuçlanan bir zarar halinde sigortalıların karşılıklı hukuki sorumluluğuna bakılmaksızın her iki sigortacının kendi hasarından sorumlu olması knock-for-knock agreement n.
sigortalının teminat kaybı olmadan prim ödemesini durdurmasına ve kalıcı olarak engelli olması halinde emekli maaşı veya tazminat almasını sağlayan bir madde disability clause n.
Computer
ilk önermenin doğru olması halinde ikinci önermenin de doğruluğunun kabul edilmesi inclusion n.
Mechanic
dişlilerin temas halinde olması mesh n.
Railway
sinyalde sorun olması halinde treni durdurmak için otomatik olarak freni devreye sokan cihaz train stop n.
Medical
kasın devamlı kasılma halinde olması contracture n.
Logic
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan conjunct n.
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan conjunction n.
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan joint assertion n.
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan conjunctive n.
Literature
hikayede bir karakterin anlatıcı rolünde olması veya anlatımın içine parçalar halinde açıklama eklenmesi tekniği narratage n.
Religious
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde her zaman daha sıkı olanın uygulanması gerektiği doktrini rigorism n.
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde daha sıkı olanı uygulayan kimse rigorist n.
Latin
şartların aynı olması halinde in pari causa expr.